Etiketler

22 Mayıs 2012 Salı

Erken Kaybedenler- Emrah Serbes


“…tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. İstersen daha sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü.”



Emrah Serbes’i Behzat Ç.’yi yazan adam olarak tanıdım. Sonra bu adam başka neler yazmış diye baktım. Son Hafriyat’ı okuyacaktım. Kitapçıda şöyle bir göz gezdirirken anladım ki o kitap Behzat Ç’ nin izlediğim tatsız tuzsuz sinema filmimin hikâyesiymiş. Ben de Erken Kaybedenler’i okudum. 

Erkek ergen hikayeleri yazmış Emrah Serbes. İçinde sekiz tane öykü var. Karakterlerin yaşları değişiyor ama loser tipler hepsi. Ergenlerden biri de kendi için aynı kelimeyi kullanıyor. Kendi halini tanımlamak için Redhouse’tan buluyor “loser’ı. Ama hepsini sevdim karakterlerin. Okurken bolca eğlenip biraz da hüzünlenlendim. Aslında kadın erkek fark etmiyor. Çocukluktan ergenliğe geçiş çok hüzünlü bir şey. Ergenlik ise pis bir şey. 

 Bir çırpıda okudum. En şanslı kitaplarımdan biri oldu. Sadece 2 kere metrobüse bindi.

Tatlı Rüyalar- Alper Canıgüz


“Sanıldığı gibi sadece gerçekler rüyaları etkilemez, rüyalar da gerçekleri etkiler. Karnabahar ise her ikisini de etkiler.”

Yazarının deyimiyle psiko- absürd romantik komedi tarzında yazılmış bir kitap. Okurken epey eğleniyor insan. Kendime en yakın hissettiğim karakter ise Profesör Olcayto Fişek. Kendisisin mesleğine ilk başladığı günden itibaren inandığı bir gerçek var; öğrencilerin hepsi geri zekalıdır. Yo yo kendimi ona yakın hissetmemin bu inancıyla yakından uzaktan bir ilgisi yok.  Yok canım.

Hikayeye gelirsek Şevket Hakan Tunçel rüyalarında başka bir adam olarak, başka bir dünyada yaşadığını fark ediyor. Kendi kurduğu elektrofizyoloji laboratuvarında kendine yardım etmesi için Olcayto Fişek’i ikna etmeye çalışıyor. Bu sırada diğer taraftaki adamda boş durmuyor. Orda işler daha karışık. Bu taraftakiler diğer taraftakiler derken ortada bir çanta dolusu para da olunca evrenler arası ilişkiler kızışıyor.

Bu kitabı okuduktan sonra Alper Canıgüz’ün diğer kitapları da otomatik olarak okuma listeme eklendi.
Yazarın Notu

Yazar hakkında kısa bilgi: 1969 doğumluymuş ve Boğaziçi psikoloji mezunuymuş.  

15 Mayıs 2012 Salı

Bugünü Yaşama Arzusu- Irvin Yalom


Orijinal ismi sadece Schopenhauer Tedavisi iken Türkiye’de Bugünü Yaşama Arzusu: Schopenhauer Tedavisi şeklinde yayınlanmış bu kitap. Bir satış stratejisi olarak kitabın ismiyle okuyucuyu ürkütmeme anlayışından kaynaklanıyor sanırım. 

Bir psikoterapist olan Julius  rutin sağlık kontrolünde kanser olduğunu ve öleceğini öğrenir. Bu nedenle hayatını ve geçmişte çalıştığı hastaları gözden geçirmeye başlar. Hayatının bir anlamı olup olmadığını görme çabasıdır belki de bu. Bu hastalar içinden biriyle yaptığı çalışmalar sonuçsuz kalmış, terapi işe yaramamıştır. O hastayı (Philip) arar, bulur ve hastanın kendi kendisini Arthur Schopenhauer okuyarak iyileştirdiğini öğrenir. Onu devam eden terapi grubuna dahil eder. Bu değişimi ve dolayısıyla Schopenhauer'un tedavisini öğrenmek ister. Bu sırada terapi grubundaki diğer hastalarda hikayenin içine girer.  Kitaptaki bazı bölümler sadece  Schopenhauer'un hayatını ve felsefesini anlatıyor. Philip günümüzde yaşayan bir Schopenhauermuş gibi kurgulanmış.

Üç büyük düşünce devriminden bahsediyor kitap. Copernicus’un dünyanın bütün yıldızların etrafında dönen bir merkez olmadığını göstermiş, sonra Darvin’in hayat zincirinde bizim merkez olmadığımızı göstermiş, Freud ise davranışlarımızın çoğunun bilincimiz dışındaki güçler tarafından yönetildiğini göstermiş.  Bu üç olay insanın merkeziyetçiliğini sarsmış.
Ve aşağıdaki gibi konulara da değinmiş;
Ölüm daha fazla olasılığın olanaksızlığıdır.
Dinler ölüm korkusuyla baş etmek için ortaya çıkmıştır.
Ölüm kaygısı kendini gerçekleştirmenin en çok olduğu yerde en az bulunur.
‘İnsanın hayatını tam olarak yaşaması ’ındaki gerçekleştirme hissi ölüm kaygısını azaltır.
Evrensel insan durumu: istemek > anlık tatmin > can sıkıntısı > daha fazla şey istemek >
Neden aceleyle can sıkıntısını gidermeye çalışırız? Çünkü bu varoluşla ilgili tatsız gerçeklerin kısa sürede ortaya çıktığı dikkat çelicilerin olmadığı bir durumdur.