Etiketler

18 Ekim 2012 Perşembe

Rüyanın Öte Yakası- Ursula K. Le Guin


Gördüğü rüya bir sonraki günün gerçeği oluyor. Bazen sadece sıradan bir değişiklik yaratıyor bu durum bazen de tüm dünyanın kaderini değiştiriyor. Ama Orr’dan başka kimse bunun farkında değil. O da bu rüyaları baskılamak için ilaçlar alıyor. Başkalarının ilaç kartlarıyla aldığı ilaçlar nedeniyle başı belaya giriyor. Kurtulmak için gönüllü olarak terapiye gitmesi gerektiğinden kitabımızın diğer önemli kahramanı doktor Haber’la tanışıyor. Doktor başlangıçta  olanların farkına varamıyor ancak vardığında sergilediği tutum işleri değiştiriyor. İnsanlara istediği rüyayı görmelerini sağlayacak bir makine üzerinde çalışıyor Haber.

Ursula K. Le Guin’in kurguladığı dünya bize geleceğimizi anlatıyor. Çevre kirliği, küresel ısınma almış yürümüş, nüfus  patlaması olmuş. İnsanlar kutu gibi odalarda yaşamak zorundalar, enteresan hastalıklar türemiş ve bir çok detay daha. Dünyanın içine ettikten sonra birinin bir rüya görmesiyle her şey düzelebilir mi? Beklentiler  ve gerçekleşenler her zaman tutarlı olur mu?

Le Guin yine öyle güzel anlatıyor ki hikayesini. Önce sizi içine yavaş yavaş çekiyor, sonra maceraya ortak ediyor ve unutulmaz bir tat bırakıyor belleğinizde.  Kitaptan bir alıntıyla sonlandırıyorum.
'Aşk taş gibi durduğu yerde beklemez, tıpkı ekmek gibi yapılmalıdır; hep yeniden yapılmalı, taze tutulmalıdır.'

17 Ekim 2012 Çarşamba

Before Sunrise (1995) - Before Sunset (2004) - Before Midnight (2013) Richard Linklater





Before Sunrise (1995)
 Evet biliyorum yayınlanalı yıllar oldu ama bugüne kısmetmiş benim için. (Kader, kısmet?) Hem bu filmler bilgisayarımda neredeyse bir yıldır bekliyor izlenmeyi. Afişi hiç çekici gelmemişti. Sıradan bir romantik komedi sanmıştım. Ama hiç de klişe değilmiş. Aksine bayıldım filmlere.
İlk filmde yolları kesişen kahramanlarımızla Viyana sokaklarında yaklaşık 1 gün boyunca geziyoruz. Sanki onların muhabbetine yancıymışım gibi izledim filmi. 
İkinci filmi izleyeceğimi bildiğimden , 9 yıl sonra neler olabileceğini düşünerek izledim bir yandan. Tanıdık bir son vardır ya; araya ayrılık girecekken adam ya da kadın her şeyden vazgeçer sevgilisine döner ve mutlu mesut yaşarlar. İyi haber ; ilk film öyle bitmedi. Before Sunrise (1995) on IMDb

   
Before Sunset (2004)
İkinci film gerçek zamanlıydı. Jesse ve Celine bir         tesadüf eseri ya da yıllardır tasarlanan bir planın parçası olarak Paris’te karşılaştılar. Birlikte geçirdikleri tüm zamanı yani 80 dakikayı izledik. Aradan geçen yılların özetini, birbirleri hakkında düşündüklerini öğrenmiş olduk. Ancak klasik Holywood filmlerine alışkın bünyeleri yine tatmin etmeyen bir sonla karşılaştık. Ben sonunda küfür ettiren filmleri seviyorum. Beklenmeyen bir son ile şaşkınlık vb duygular yaratan ve bu şaşkınlığın ardından gelen küfürlerden bahsediyorum. Saymalı, sövmeli değil. Neyse demem o ki Before Sunset de öyle bitti. Before Sunset (2004) on IMDb


   

Before Midnight (2013)


 Ve bir 9 yıl daha sonra yani 2013’de çiftimiz yine buluşacakmış. Bu kez Messinia’da      (Yunanistan’daymış). 2013’ün ilk aylarında gösterime girecekmiş. Merakla beklediğim filmin ismi Before Midnight.



7 Ekim 2012 Pazar

My Name is Khan- Karan Johar

Dünyada iki çeşit insan vardır. İyi insan ve kötü insan...




Asperger sendromlu Hintli Müslüman Rızvan Khan’ın hikayesini anlatıyor film. Ancak hikayenin başından sonuna olanlar filmden çok diziyi andırıyor. Çünkü olaylar dallanıp budaklanıyor. Rızvan annesini kaybedince kardeşinin yanına Amerika'ya gidiyor. Aşık oluyor evleniyor. Burada 11 Eylül sonrası müslümanlara karşı geliştirilen tavırla ilgili sorunlar yaşıyor. Evlendiği kadının oğlu sırf müslüman bir soyadı taşıyor diye öldürülüyor. Derdini Amerikan başkanına anlatmak istiyor. Yollara düşüyor.  O sırada Afrika göçmeni bir aileyle tanışıyor. Kasırga kopuyor.  Gerçek kasırga.

Hafiften fantastik takılıyor sanki film bir ara. Başkan filmin başında Bush iken sonunda Obama seçilmiş oluyor.  Ve sanki böylece filme göre tüm dertler bitiyor. O kadar kolay değil aslında. Bence film bir çok konuyu kendine dert edinmiş ve bu yüzden kafası karışık bir film olmuş. İzleyip yorumlamaya değer.
My Name Is Khan (2010) on IMDb