Sevgili Ursula K Le Guin, şimdiye
kadar kitaplarını en çok okuduğum yazarlar listesinde bir numarada. Daha önce
de belirttiğim gibi uzun yazmayı sevmem. Tercih etmem. Ama Ursula Teyzemiz
uzatmayı baya bir seviyor. İyi de yapıyor. Üçleme olarak yazmaya başladığı “
Yerdeniz Üçlemesi” beşleme oldu. Pek de
iyi oldu. Bunlara ek olarak “Yerdeniz Öyküleri”ni yayımladı. Yine aynı
diyarlarda geçen ve beşlemedeki bazı karakterlerin daha ayrıntılı öykülerini
yazdı o kitapta. Ben onu okumadım henüz. Okuduklarımdan başlayalım. Haydi
buyrun beşlemeye...
Yerdeniz I: Yer Deniz Büyücüsü
Yazar her kitap için bir tema
belirliyor. İlk kitabın teması büyümek. Kitabın ana kahramanı asıl adı Ged olan
Çevik Atmaca. Kitapta Ged’in büyücülük yolunda attığı ilk adımları, hocası Ogion’un
yanında geçirdiği günleri, Roke Büyücülük Okulu'na kabul edilişi anlatılıyor.
Ancak büyümek o kadar kolay değil. Bence büyürken bize eşlik eden en önemli
duygu merak duygusu.
Ged aşmaması gerek bir sınırı
aşıyor ve ölüler aleminden bir ruh çağırma iddiasında kapıyı aralık bırakıyor. Bu
gölgeler Ged’in peşini bırakmıyor. Biz de bu macerayı okurken bir taraftan birey
olma, kendini tanıma, ve kişinin kendiyle yüzleşme süreçlerine tanıklık ediyoruz.
Yerdeniz II: Atuan Mezarları
Yazarın söylediğine göre konu
cinsellik. Bu kitaptaki baş kahramanımız Tenar. Atuan Mezarlarının İlk ve Son Rahibesi.
Bunun nedeni ise bu inanışın reenkarnasyona dayanması. Bir önceki rahibe
öldüğünde, onun ruhuyla doğan sağlıklı bir kız bebek aramaya başlıyorlar ve
buldukları kızı 6 yaşında ailesinden alıp Atuan Mezarları’nın Rahibesi
yapıyorlar. Tenar’ın görevi mezarların altındaki labirenti keşfedip oradaki hazineyi
ve mezarları korumak. Koruduğu şeylerden biri de Erreth-Akbe halkasının yarısı.
Ancak diğer yarısına sahip olan biri halkayı tamamlamak ve barışı daimi kılmak
için geliyor. Kitabı okurken müthiş keyif almıştım. İnsanı şaşırtan,
sevindiren, içini burkan anlar vardı. Yazarın cinselliğin altını çizmiş olması
bence rahibelik gereklilikleri ve Tenar’ın arzularının çatışmasının bir sonucu.
Bir taraftan normal Yerdenizli bir kadın olma isteği bir taraftan üzerine
yüklenen görevler ...
Yerdeniz III: En Uzak Sahil
Bu kitapta ejderhalar diyarına
yolculuk var. Kutsal bir amaç için. Ölümsüzlük adına tüm varoluşu feda etmek
isteyen “Kuğu”nun açtığı kapıyı kapatmaya gidiyor artık Baş Büyücü olan Ged.
Yalnız değil. Yanında kralın oğlu Arren var. Ancak böyle bir kapıyı kapatmak ve
ölümsüzlüğe karşı koymak hiç de kolay değil. Yazar da kitabın ölüm hakkında
olduğunu söylüyor. Ve bu yüzden bu kitabın, serinin daha tutarsız daha havada
kalan bir parçası olduğunu ekliyor. Ölüm, anlatırken de kolay değil.
Yerdeniz IV: Tehanu
Ursula K. Le Guin üçlemenin
ardından hikayenin öyle bitmemesi gerektiğini düşünmüş ve hikayeye yeni bir
karakter eklemiş. Kitabın ismi olan karakteri. Atuan mezarlarından tanıdığımız
Tenar’ın, mezarların yıkılışından sonra normal Yerdenizli bir kadın gibi
yaşamayı seçtiğini ve neler yaşadığını öğreniyoruz. Sonra yüzünün yarısı ve bir
eli yanmış olan bir kız çocuğunu evlat ediniyor. Ged’in hocası olan Ogion’a
gidiyor. Yaşlı Ogion bir süre sonra ölüyor. Ged’in de emeklilik günlerinde tercih
ettiği yer ustasının evi oluyor. Ged ile Tenar tekrar buluşuyorlar. Ancak
kötüler kahramanlarımızın, kötülükler
ise Yerdeniz’in peşini bırakmıyor.
Yerdeniz V: Öteki Rüzgar
Serinin şimdilik son kitabı .Kuvvetle
muhtemel öyle de kalacak .Bu kitapta aşk var, ölüm de var. Tamamlayıcı, taşları
yerine oturtan bir tarafı da var bu kitabın. Yerdeniz’e değişimin hakim olduğu
bir dönem de Kral Lebannen, Tenar’ı, kızı Thennu’yu, rüyalarında kaybettiği
karısını ve ölülerin diyarını gören Kıvılcım’ı saraya Havnor’a davet ediyor. Oradaki
büyücülerle konu hakkında toplantılar yapıyorlar. Thennu özel durumu nedeniyle
baş büyücülüğü bırakmış Ged’in görevini üstleniyor sanki.
Serinin tamamında da bu kitapta
da hayata, varoluşa duyulan saygıyı görmek mümkün. Var olan her şeyin düzen
içinde bir yeri olduğunu, küçük- büyük her şeyin ve herkesin hayata ve insana
önemli katkılarının olduğunu anlatıyor kitap/kitaplar. Ve büyürken de bunlardan
kendi payımıza düşeni almak ve olabildiğince hayata katılmak olmalı görevimiz
diye düşündürüyor.
Okuyun, düşünün.