“Tanrı, eğer varsa, bir iyilik yapıp
bütün kullarının kulağına hiç durmadan “sen değerlisin, sen değerlisin!” diye
fısıldamalı, sırtını sıvazlamalıydı.”
Kahramanımız
Sulhi Saygılı. Kendisi, heyecanların zamanla kedere evrildiği bir yaşamdan
muzdarip. Hatta “kremalı bir
yalnızlıktan, kemiksiz bir kederden...” Bir radyo programında çıkıyor
karşımıza Sulhi. Hem bizim hem de yazarımızın. Yazarımız pek cana yakın.
Parantez aralarında özel ilgi gösteriyor biz okuyuculara. Radyo programının adı
“Veciz Sözler”. Her sabah bir kelime belirliyor programı sunanlar. Arayanlar da
o kelime ile ilgili bir cümleyle katılıyorlar programa. Sulhi devamlı
katılımcılarından Veciz Sözler'in.
Mesela aile
için; “televizyon karşısında gerçekleştirilen toplu bir intihardır.” demiş
Sulhi. Özgürlük için; "Aşktan bile değerli", edebiyat için; "İnsanlar arası bir
yalıtkandır." demiş. Kelime “ölüm” olduğunda ise Sulhi'nin kurduğu
cümle şu olmuş; "Ölüm hakkında konuşmaya değmez." İşte böyle beylik sözler eden
Sulhi’nin arkadaşlarına, ailesine, karşılıksız aşklarına ilişkin okunası bir hikaye
Veciz Sözler.
Barış
Bıçakçı yeni okumaya başladığım bir yazar ve iki kitabı daha sırada okunmayı
bekliyor kitaplıkta. “Bizim Büyük
Çaresizliğimiz” filminin uyarlandığı kitabı da o yazmış. Kitabı okuyunca
filmi de izleyeceğim. Paylaşırım.
Sonuç
(sözlük tanımı): Bir solukta okunan, yer yer gülümseten bir kitap. Okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder