Gördüğü rüya bir sonraki günün gerçeği oluyor. Bazen sadece
sıradan bir değişiklik yaratıyor bu durum bazen de tüm dünyanın kaderini
değiştiriyor. Ama Orr’dan başka kimse bunun farkında değil. O da bu rüyaları
baskılamak için ilaçlar alıyor. Başkalarının ilaç kartlarıyla aldığı ilaçlar
nedeniyle başı belaya giriyor. Kurtulmak için gönüllü olarak terapiye gitmesi
gerektiğinden kitabımızın diğer önemli kahramanı doktor Haber’la tanışıyor. Doktor
başlangıçta olanların farkına varamıyor
ancak vardığında sergilediği tutum işleri değiştiriyor. İnsanlara istediği
rüyayı görmelerini sağlayacak bir makine üzerinde çalışıyor Haber.
Ursula K. Le Guin’in kurguladığı dünya bize geleceğimizi
anlatıyor. Çevre kirliği, küresel ısınma almış yürümüş, nüfus patlaması olmuş. İnsanlar kutu gibi odalarda
yaşamak zorundalar, enteresan hastalıklar türemiş ve bir çok detay daha. Dünyanın
içine ettikten sonra birinin bir rüya görmesiyle her şey düzelebilir mi? Beklentiler
ve gerçekleşenler her zaman tutarlı olur
mu?
Le Guin yine öyle güzel anlatıyor ki hikayesini. Önce sizi
içine yavaş yavaş çekiyor, sonra maceraya ortak ediyor ve unutulmaz bir tat
bırakıyor belleğinizde. Kitaptan bir
alıntıyla sonlandırıyorum.
'Aşk taş gibi durduğu yerde beklemez, tıpkı ekmek gibi
yapılmalıdır; hep yeniden yapılmalı, taze tutulmalıdır.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder